Hannah Docter-Loeb*
Araştırmacılar, yıllardan beri insanların Etiyopya’da yaşamış cetlerinin günümüzden yaklaşık 2.6 milyon Yıl Evvel kaba taş aletler kullanan birinci canlılar olduğuna inanıyordu. Buna rağmen, kısa mühlet Evvel yayınlanan bir makale, alet üretiminin 300 bin yıldan daha evvel, büsbütün farklı bir bölgede ve Çağdaş insanların atası dahi olmayan bir Cin tarafından gerçekleştiğini düşündüren yeni bulguları gündeme getirdi.
Besinlerin verimli bir biçimde işlenmesine İmkan tanıyan ve ‘Oldowan’ ismi verilen alet üretimi periyodu, çoğunlukla tarihte bir dönüm noktası olarak nitelendirilir. O çağda ziyadesiyle gelişmiş olan araçların ortaya çıkması, bu kültürün gelişiminde bir dönüm noktası olarak görülür ve insan zekasının ortaya çıkış sürecine ait ilim insanlarının yürüttüğü araştırmalar bağlamında bir mihenk taşı niteliği taşır.
YAKLAŞIK 3 MİLYON YILLIK KALINTILAR BULUNDU
Farklı kurumlarda vazife yapan araştırmacıları içeren bir grubunun katkısıyla Science mecmuasında yayınlanan makale, Kenya’nın Nyayanga kentinde keşfedilen ve geçmişi 3 bin 32 ile 2 bin 581 milyon Yıl öncesine dayanan bir hafriyat alanındaki bulguları kamuoyu ile paylaştı. Arkeologlar, bu alanı 2015 yılından bu yana kazıyor ve aletler iç olmak üzere 330 el imali eser, bin 776 kemik ve iki insansının (hominin) azı dişlerini keşfettiler. Fakatn, buluntular direkt insanların atalarına ilişkin değildi.
Araştırmanın kıdemli müellifi ve Ulusal tabiat Tarihi Müzesi Peter Buck İnsan Kökenleri Kısım Lideri Rick Potts, basına verdiği bir demeçte, “Bu araçları kullanarak bir filin azı dişinden daha kuvvetli formda ezebilir ve bir aslanın köpek dişinden daha âlâ kesebilirsiniz. Oldowan teknolojisi, birdenbire vücudunuzun dışında orijinal bir diş dizisi geliştirmeye benziyordu ve Afrika düzlüklerinde yaşayan cetlerimiz için besin çeşitliliğinin önünü açtı” dedi.
Araştırmacılar, bulunan aletleri, daha evvelki taş alet kullanımı kayıtlarından Fazla daha öncelere, günümüzden yaklaşık 2.9 milyon Yıl öncesine tarihlendirdi.
Queen’s College’dan antropoloji profesörü ve makalenin başyazarı Thomas Plummer, verdiği bir demeçte, “Bahsettiğimiz, Oldowan teknolojisinin en eski örneği olmasa da en eskilerinden biri. Bu, alet grubunun insanların ayrım ettiğinden daha eski bir devirde, daha yaygın bir halde dağıldığını ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
FARKLI BİR İNSANSI TARAFINDAN ÜRETİLDİLER
Öncelikle, bu aletlerin Fazla uzun bir Vakit Evvel üretilmiş olması etkileyici bir muvaffakiyet olsa da birebir vakitte büsbütün işlevseldiler. Araştırmacılar, aletlerle Bir arada iki su aygırının kemiklerini keşfetti ve bu bulgu, homininlerin bu araçları Aka hayvanları kesmek ve Yemek için kullanabildiklerini ortaya koydu.
En inanılmazı ise, makalenin, takımın ‘Paranthropus’ azı dişlerini keşfediş kıssasını de anlatması. Paranthropus cinsi, Çağdaş Homo Sapiens’in atası değil; daha fazla, bir Cin evrimsel kuzeni. Keşfedilen azı dişleri, şu anne dek bulunan en eski fosilleşmiş Paranthropus kalıntıları.
Oldowan kalıntısı aletlerin, öncelikle ‘Homo’ cinsinden gelen insan atalarınca kullanıldığına inanılırken, aletlerin azı dişleriyle birlikte keşfedilmesi, evrimsel akrabalarımızın da bu taş aletleri kullanmış olabileceğini ve birinci homininlerin gerçek tarihinin düşündüğümüzden Fazla daha incelikli olduğunu gözler önüne serdi.
Plummer, bir basın açıklamasında, “Nyayanga’da keşfedilen bu aletlerin Paranthropus ile ilişkilendirilmesi, en eski Oldowan aletlerini aslında kimin yaptığına dair tartışmayı tekrar gündeme taşıyabilir. Tahminen de sırf Homo değil, öteki homininler de besinleri Oldowan teknolojisiyle bir süreçten geçiriyordu” dedi.
Plummer, Motherboard mecmuasına verdiği bir demeçte, “Tarihleme örnekleri toplamayı sürdüreceğiz; (alanda Aka ölçüde eski fitolit** olduğu için) fitolit tahlili sayesinde bitki örtüsünün tekrar inşa süreci üzerinde çalışacağız ve tatlı su kaynağının etrafı de iç olmak üzere, daha geniş bir arkeolojik alanı inceleyerek davranışsal araştırmaları sürdüreceğiz. Ve elbette bu süreçte daha Çok hominin fosili bulsaydık hiç berbat olmazdı” açıklamasında bulundu.
* Biyoloji ve psikoloji alanında eğitim görmüş hür yazar
** Fitolit yapıları, Bazen bitki dokularında bulunan ve bitkinin çürümesinden sonra da varlığını koruyan, silikadan Saha gelen mikroskobik yapılardır. [ç.n.]
Yazının yepyenisi Vice sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)
Yorum Yok